26 Ağustos 2008 Salı

Kıyılardan...

Şimdi yoldan geldim,yorgunum.Birikmiş bir sürü hikaye getirdim kıyılardan...Sanırım...Eminim...Öyledir...Mesela bir şair tanıdım ve bir yazar ve bir idealist türkü üstadı.Ve daha daha niceleri...

Tek kulağı emitasyon pırlanta küpeli, 17 yaşında olduğunu söyleyen ama 15'lik gösteren,Şırnak'a gidip öldürmeyi düşleyen pansiyoncu Can;Ayşe Arman'ın yerlere göklere koyamadığı Gümüşlük Mimoza'nın sahibi Ağrılı pelteleşmiş Fikret...Fikret hariç(anlatıldığı gibi bulmadım ve bir kez daha sabun köpüğü hayatlara inanılmaması gerektiğini test etmiş oldum,ilerde anlatırım...),diğerleri sizin gibi,bizim gibi,hepimiz gibi.İçimizdeler,soluk alıyorlar,yaşıyorlar,görüyorlar,mütevazi ve insan ve yazıyorlar.Ve belki de sırf bu yüzden hep saklanıyorlar...Ve zaten hep bu yüzden büyüyorlar.Gören görüyor ama...Duyan duyuyor...

Anlatacak çok şey var aslında...Zamanla çıkıp gelirler...Biliyorum...Şimdilik bir şiir;

ELLERİNDE YALNIZLIĞIM KALDI

Hangi şaraba yazılsam üzüm kokuyorsun

Yağmurun altında üşüyen ellerinde kaldı yalnızlığım

sesim tenha bir sokaktan geçiyor duvarlara çarparak

bu kentte benimle birlikte üşüyor kuşlar yoksa
aşk yoksa ayrılıklar düşüyor balkonlardan
sonra sen Bodrum feribotunu kaçırmış gözlerle
unutulmuş bir öykünün içinden çıkıp geliyorsun

içimde ince bir düşün kırılır
yazmak da bir yalnızlıktır
yazdıkça çoğalırsın/çoğaltırsın
bir gülüş kalır senden geriye
bir gün yaşamaya da ölüme de alışırsın

ne zaman seni unutsam ellerin geliyor aklıma

bak yine dudaklarımdan açıldın yeşile
ateşimi bedeninle söndüren bir orman gibi
düşüyorsun günüme gündüzüm oluyorsun

sonra hiçbir şey söylemeden alıp başını gidiyorsun
saçlarının ıslaklığı gözlerimde kalıyor
hangi türküye dokunsam ağlamaklı oluyor
hangi şaraba yazılsam üzüm kokuyor.../İsa İnan-Gözlerinde Uyanmak

......

Yok yok,ben size 5 kilo fazlam var palavrasıyla bilmem ne sağlık merkezine kapanan katırımsıtrak köşeciler gibi kızımın hebele hübele bir şekilde kolluklarla nasıl da şirin bir şekilde yüzdüğünü ''ayee ayee ,yüjüyoyum ayee!'' dediğini;kızımın minik ayıcığı ve İkea çadırına olan bağlılığını, -ki zaten böyle bişi de yok-,anlatacak değilim...Bu kadar çıldırmış olamam.Az buçuk okura bir saygımız var ve okuru benim kızımın nasıl yüzdüğünün pek ilgilendirdiğini de sanmıyorum.Hatta hiç sanmıyorum...Yok yani tatildeyken İzmir'de bombalar patlarken bu tarz tatil anıları filan okudum da o yüzden...Neyse...Devam edecek...

16 yorum:

  1. Hoşgeldin elif bu dinlendirici tatilde anlatacak bir sürü hikaye ile geri dönmüş olman, yokluğundaki boşluğu telafi edecek belli.Ben tatile gidememekten dolayı hafiften keçileri kaçırdım, bozuntuya vermeden sırıtıyorum etrafta.. bahane arıyordum ağlamak için şiirin şuralarında o fırsatı buldum.

    *içimde ince bir düşün kırılır
    yazmak da bir yalnızlıktır (hemde çok )

    *ne zaman seni unutsam ellerin gelir aklıma (yaşama ve ölüme alışır insan ama ayrılığa alışamaz dimi şairim)

    *hangi türküye dokunsam ağlamaklı oluyor
    hangi şaraba yazılsam üzüm kokuyo

    .......aşk şiiri yaz bana ama işte tam böyle olsun, çok güzel şiir.Tekrar hoşgeldin elifim yazılarını bekler olacağım sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Siminya'cığım işte bu yazıdaki şiirin sahibi İsa ile Datça'da tanıştık.Gözlerinde Uyanmak isimli şiir kitabında harika şiirleri var.O'nu ve şiirlerini anlatırım.Seni çok özlemişim be!:)

    YanıtlaSil
  3. Hmm tatildemiydin bende yok bu nerelerde diorum:D kızının şekerliklerinide yaz okurum ben.şiir çok güzelmiş bu arada:)

    YanıtlaSil
  4. -hangi şaraba yazılsam üzüm kokuyor-ne zaman seni unutsam ellerin gelir aklıma -nasıl vurucu dizeler...harikulade bir şiir ,paylaştığınız için teşekkürler:)ve hoşgeldiniz,özlettiniz kendinizi,sevgiler...

    YanıtlaSil
  5. Sevgili ...ve]ile Mıxx,hakikaten güzel şiirleri var Şair İsa İnan'ın.Ben aynı tadı senin şiirlerinde de buluyorum,senin şiirler de harikuladedir ve]...Mixx'ciğim valla sürekli çocuklarını anlatanlardan bana böö geldiğinden,çocuğumu anlatmak istemiyorum:))Sana özel olarak anlatırım:)...

    YanıtlaSil
  6. yazmak da yalnızlıktır.. yazmak yalnızlıktan kaçıştır.. hoşgeldin Elifcim.. :)

    YanıtlaSil
  7. Paradoks,senin şiiri nasıl sevdiğini ve ne güzel şiirler yazdığını bilirim.İyi şiirden,şiir gibi şiirden anlayacağını çok iyi bilerek söylüyorum,İsa İnan'ın şiirlerini beğeneceksin.Tavsiye ederim.Sevgilerimle

    YanıtlaSil
  8. merhaba
    öncelikle sizin gibi güzel insanlarla tanışmak çok güzeldi Elif hanım
    her şey için teşekkürler
    ''
    kuşlar döndüklerinde
    konacak bir dal bulabilsinler diyedir
    aşk dediğimiz''
    Hasreti isa

    YanıtlaSil
  9. Hasreti İsa bey,sanırım İsa İnan'sınız:))Hoşgeldiniz!Benim için de sizi tanımak önemliydi.Ben şöyle düşünüyorum;herkes çok harika yazılar yazabilir.Hatta çok şeytani insanlar ,kötülüğü iyi bildiklerinden çok harika yazılar yazabilirler.Şeytaniliğini anlamak hiç de kolay değildir.Ama bence herkes şiir yazamaz.Şiir gerçek bir yüreğin işidir.O kısacık kelimelerle koskocaman bir dünyayı,koskocaman bir yüreği ortaya koymak kolay değildir.Şair,o iyi yüreği ortaya koyabilmişse,o yürekle herkesi yakalar ve kucaklar.Sizin şiirleriniz de işte böyle büyük,güzel ve derin yürekli...Sevgiler.

    YanıtlaSil
  10. Merhabalar
    o kadar güzel bir zamanda bırakıp gittiniz ki datça'yı şimdi o kadar sakin ve alabildiğince mavi ve alabildiğince temiz ki deniz, yine bekleriz.

    '' herşey yaşadığı yerin havasını solur
    şiir tek yürekten havalanan
    dünyanın diline konan bir kuştur''
    Hasreti isa

    Kaçağım

    ''kurşunların hızlarını saymakla geçti ömrüm
    gençliğim darmadağın bulutlar gibi''

    aşka yataklıktan on yıl verdiler
    kaçağım
    dağlarımı sırtımda taşırım
    sahillerim yağmalandı
    kaçağım
    gözlerinin limanlarına sığındım

    bir kelebeğe bile çimdik atmadım ben
    hiçbir öpüşten pay almadım
    kaçağım
    kızgın topraklar üstüne düştü atlarım

    yakası kirli bir ceket gibi
    utancımdan
    yanıma almadım geçmişi
    her bahar yeşil bir yara taşırım
    ışığı kopar getir bana
    gecelerin göğsünden
    göğüslerinde
    kaçağım

    gel
    beni
    bekareti çoktan gitmiş
    bir düğün gecesinin halaylarına kat
    kaçağım
    bana terli insanları anlat

    ve yaşlanır sabrın içindeki umut
    şimdi bütün nehirler gözlerinde taşmaktadır
    kaçağım
    uzaklarda bir kadın
    kurumuş düşlerine yağmurlar yağdırmaktadır

    kaçağım
    yorulmuş zincirlerim
    önümüzde upuzun bir keder
    günlerin diplerinde yitirmişiz sevgilerimizi
    çal ısıt beni sıcaklığınla
    ayrılıklardan ayır sesimi
    ayır ellerimi ayrılıklardan

    ve tüm namluları
    bağır, bağır, bağır !
    git, ayır ölümden yaşamı

    İsa İnan

    YanıtlaSil
  11. İsa bey,Datça'dan hiç gitmek istemedim ki zaten...O kadar şanslısınızki...Şiirler muhteşem!Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  12. Merhaba Dostlar
    yüreğinizdeki güzellikler hayata yansısın... güzelliklerde buluşmak dileğiyle, saygılarımla...
    hep kurduğunuz düşte, bıraktığınız gülüşte kalın.

    KADIN

    uykusunda
    yağmur yağardı düşlerine
    ıslanırdı kadın

    kemanın çatlak sesinden
    girerdi şarkıya
    notaların üstünden
    uçardı kadın

    sırt üstü düşerdi yataklara
    gözlerinde bulutlar gezerdi
    avuçlarında kelebekler
    bekler ha bekler
    bir şişe şarap biter
    gecenin beşiğinde
    sallanırdı kadın

    bakardı uzaklara
    düşerdi tuzaklara
    yalnızlığına sarılıp
    uykusunda
    kaybolurdu kadın

    Hasreti isa

    YanıtlaSil
  13. İsa bey,eminim pek çok kadın bu şiirinizde kendini bulacak.Benim gibi...Kalbinize sağlık.Selamlar.

    YanıtlaSil
  14. KURŞUN YÜKÜNÜ BOŞALTTI GÖVDEYE
    '' her insan yüktür kendine
    hayat denilen bu denizde ''

    aşk deyince
    namazı
    yarıda bırakıyordu adam
    kadına secde ediyordu

    korku
    insanın yüreğinden çıkmayan bir leke
    bunu söyledim bizim kerime
    güldü
    dişlerinin arasından yalpalamadan geçti şarap
    '' sende biriken bütün yalanları topla
    hepsini ateşe vereceğim
    dünyada bir sığıntı gibi yaşamaktan bıktım '' dedi
    ve bastı tetiğe
    düştü
    kurşun yükünü boşalttı gövdeye

    ay sıyrıldı buluttan
    kazı bu kanı
    kazıyabilirsen artık
    toprağın utancından
    İsa İnan

    YanıtlaSil
  15. Merhaba arkadaşlar
    Gazzede insanlar abluka altındayken. bizler tv karşısında aşkı memnu, yemekte , küçük kadınlar ve izdivaj proğramlarını seyrederken Filistin halkı tarihten silinmeye çalışılıyor. bu da bana o kadar dokunuyor ki yukarıdaki şiiri biraz da bu ölen insanlara bir şey yapamayan bir insanın kendini öldürmesini anlatıyorum. eğer gerçekten dünyada savaş ve vahşet duracaksa tek kurşunla kendimi gözümü bile kırpmadan öldürürüm. orada ölen insanlar adına insanlığımdan utanıyorum...savaşsız bir dünyada buluşmak dileğiyle. sevgiyle kalın.
    İsa İnan

    YanıtlaSil
  16. İsa bey,size katılmamak mümkün değil...Biz ''Schiller'in listesi'' filmini seyredip de Yahudilere yapılanlara ağlamış,kahretmiş ,kınamış insanlarız.Duydum ki Yahudilerin bu vahşete sesi çıkmıyormuş.Savaşın dini,dili,ırkı yoktur.Savaş,insanlığa yönelmiş bir suçtur.Birgün Filistinlilerin listesi filmi de yapılacak.Ama ölen öldüğüyle kalacak.Zulmü yaşamış bir milletin zulüm yapması akılla,mantıkla açıklanır birşey değil.Sevgilerimle.

    YanıtlaSil