Başlığı ,Meg Ryan’la Billy Crystal’ın 1989 yılı yapımı ‘’Harry ile Sally Tanışınca’’ filminden araklayıp, acaba Turkish yorumu nasıl olur diye düşündüm.Türkçeye ‘’Harry ile Sally Karşılaşınca ‘’ diye de çevrilen bu film bayağı eğlenceli bir filmdi .Sally, bir restaurantta ‘’orgazm’’ taklidi yapıyordu diyeyim de herkes anımsasın bari…
Bu filmin bize uyarlanmış halini düşünürsek,bizde bir kadınla bir erkeğin tanışma şekli çok daha başka motiflere bürünüp, gözlemlemesi de bayağı bir eğlenceli oluyor.
Mesela kalabalık alışveriş merkezlerine mecburiyetten gittiğim zamanlar,kahve içilen bir yere sığınıp yan masadakileri çaktırmadan gözlemlemeyi çok severim.Onlar benim öyle kendi halimde etrafı seyreden bir ölümlü olduğumu sansalar da gerçek hiç de böyle değil aslında.Özellikle de çiftleri çaktırmadan izlemekten,hatta iç sesleri olmaktan kendimi alamam.
İşte bir gün yine böyle pusuda kahve içerken bir çift geldi yan masaya oturdu.Bugünün, ilk tanıştıkları gün olduğu her hallerinden belliydi.Kadın kuaförden çıkmış,parfüm kokuları içinde, erkek de bayağı bir jantiydi.Eminim bugünü,gelecek ay ve ondan sonraki aylarda ‘ilk tanışma günümüzün 1.ayı’’,’’ilk tanışma günümüzün 8.ayı’’ şeklinde abartıp kutlamaya ,gayet lüzumsuz bir seremoniye dönüştürmeye devam edeceklerdi.Adam kıza kocaman bir ‘’ayıcık’’ alacak,kız da adamla ‘’bebek taklidi’’ yaparak konuşmaya başlayacaktı.Sonra daha ilerleyen zamanlarda bunlar birer saçmalık olarak karşılarına dikilip hesap soracaktı belki de onlara?-Neden oynadınız?Neden kendiniz olmadınız?
Çok yakınıma oturdukları için konuşmalara da ister istemez ve belki biraz da terbiyesizce kulak misafiri oluyordum.Napim,işim bu…Adamın adını ''Hayri'', kadının adını da ''Seda'' koydum.Onlar konuşurken ben de onların iç sesi oluyordum aynı zamanda;
Hayri-Bayağı zor oldu görüşmemiz ama nihayet buluştuk.
(iç ses-bayağı bir peşinden koşturdun beni hain kadın ama bak vahşi cazibeme dayanamadın)
Seda-Yok aslında,ne bileyim,işlerden,güçlerden bir türlü fırsat bulamadım
(iç ses-İyi oldu,siz erkekler bundan anlarsınız,peşimden koşacaksın tabii,daha ilk çağırmanda gelseydim bana kolay kadın muamelesi yapacaktın,sanki bilmiyorum ben sizi.)
Hayri-İşler nasıl,çok mu yoğun?yoruluyor musun?
(iç ses-ilgileniyor gözükeyim de etkilensin benden…Allahım!Bunun dudakları beni deli ediyor!)
Seda-Çok yoğun…Vallahi geberiyoruz yorgunluktan,akşam eve pestilim gidiyor.Senin işlerin nasıl?)
(iç ses-Ay çok da şık giyinmiş,benim için herhalde,Allahın şapşalı,hihihihi…Şu erkekler ilk karşılaşmada ne kadar da özenli olurlar,Sinan da böyleydi ama sonra ne oldu?…Adi Sinan!…Acaba bu işsiz güçsüz mü?Pek de öyle gözükmüyor.Vallahi umarım değildir,hiç çekemem!)
Hayri-Çok iyi, ben de bayağı yoruluyorum.Bir ihale işi var,Ankara’ya gideceğim.Kesin alırız.Ama işte yine de adam koymak lazım araya.
(İç ses-Şöyle tumturaklı göstereyim kendimi…Kadınlar güce ve paraya tapar diye okumuştum bir kadın dergisinde.Acaba benimle Ankara’ya gelir mi?Ne güzel olur,aynı otelde falan kalırız.Allahım ya ne de iriymiş bunun göğüsleri…)
Seda-Aa ne kadar güzel!Ankara’ya mı gidiyorsun?Benim öğrencilik yıllarım orada geçti.Çok nostaljilerim var.
Hayri- Gerçekten mi?
(iç ses-Senin nostaljini yerim ben!…Ses tonu ne kadar seksi ya bunun,gebertecek beni.)
Seda-Evet,Dil Tarihi bitirdim ben.Ankara'nın bütün sokaklarını,barlarını bilirim.
(iç ses-Eyvah! Ne yaptım ben?Aptal Seda!''Barlarını biliyorum'' niye diyorsun ki,herif seni kolay kız zannedecek,evlenmeyecek seninle,aptal Seda!Hay senin kafana Seda yaa!…)
Hayri-Ne güzel!…Sen de gel benimle,hem nostalji yaşamış olursun.
(iç ses-E bara mara gittiğine göre gelir benimle…Bi gelse bi gelse!…Ayakları çok mu büyük bunun?Hiç sevmem kadında da büyük ayak…Ama oğlum sen de hem uzun boy istiyorsun hem de küçük ayak…Bu mümkün mü yani?…Git de Penguen bul o zaman!…Kız buldun da ayağı kaldı!…Çok tatlı yaaa...)
Seda-Çok isterdim ama mümkün değil,bizimkiler izin vermez.Hem zaten daha…yani ne bilim olmaz…
(iç ses-Ayy bak gördün mü işte,beni kolay kadın zannetti yaa…E bara mara gidiyorum dersen böyle olur,aptal Seda!…Aptal Seda!…Bu da evlenmeyecek benimle yaa)
Hayri-Doğru aslında…Ben saçmaladım işte…Ne bileyim,dedimki Ankara’yı özlemişsindir,gezersin…Nostaljik olur…
(İç ses-Yemişim ben seni Hayri!…Zırvalama oğlum yaa…Gelmeyecek kadın işte…Neyse …Bu iyi aile kızı galiba…Evlensem mi ben bununla yaa?…Saçmalama Hayri!…Ne evlenmesi yaa?Daha görecek çok hatunlar var…)
Seda-Ayy ,canım yaa…Sağol…Çok düşüncelisin…Gerçekten!Ama işte…
(iç ses-Kızım sen var ya sen dangalaksın bak!Adama ne diye ‘’canım’’ diyorsun yaa?…Kolay kız zannedecek seni…Aptal Seda!…Mankafa!…Canımmış!…Kaç kişiye canım dedin sen yaa?…N'oldu?Canını çıkarmadılar mı senin?Bu sefer daha aklı başında davransana!Aptal Seda!)
Hayri-Neyse…Önemli değil…Sen de haklısın canım…
(iç ses-Bana ‘’canım’’ dedi yaa!…’’Canım’’ dedi…Canım benim!…Sevdi beni bu…Hoşlandı benden…Off yaa şu gözlere bak!Şu ellere bak!…Şu dudaklar!…Off!...Offf!…Evlensem mi acaba?Saçmalama Hayri!..Bi ‘’canım ‘’dedi diye!…)
Hayri-Yaa yanlış anlama ama...Şu an biri var mı hayatında?Bugüne kadar?...Ne bileyim?...
(İç ses-Pat diye de sordum ama…Ne bileyim…Çok masum bir kıza benziyor…Hoşlandım…Şu dudaklar!Şu dudaklar!)
Seda-Biz mutaassıp bir ailede büyüdük…Babam biraz otoriterdir.Annem de eski kafalı…Hiç erkek arkadaşım olmadı desem belki inanmazsın ama…Böyle işte…
(İç ses- Olur Hayri!…Sana istersen dökümü vereyim!…Sen de sonra başıma kak!…Babamın sarhoşun teki,annemin de sinir hastası olduğunu söyleyeyim…Sonra da yüzüme vur!…Daha öncekiler gibi…Adi Sinan gibi…Recep,Murat…vs.ler gibi…Siz ne anlarsınız ki bunlardan!)
Hayri-İnanırım…Neden inanmayacağım ki?…Herkesin bir sürü sevgilisi olacak diye bir şey mi var?
(İç ses-Yok artık daha neler!…Bu devirde?…Ama belkide?…Neden olmasın?Çok masum bir kız bu yaa…Evlensem mi?Saçmalama Hayri!…Saçmalama!…Off şu dudaklar!…Bitirdi beni!
…………..
Bir şeyler içip kalktılar…
Sonra daha ilerleyen zamanlarda bunlar birer saçmalık olarak karşılarına dikilip hesap soracaktı belki de onlara;
-Neden oynadınız?Neden kendiniz olmadınız?
Neden kendileri olanları sevmiyorduk hiç?
Bu yalanların neresi beyazdı??
........
Not:14.12.2007-Onpunto'da yayınlanmıştır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
kendimiz olduk tamamiyle kaybettik diyeceğim duygu sömürüsü sanılacak ama ...
YanıtlaSilaması yok.!
Aslında, galiba haklısın...
YanıtlaSil