10 Ekim 2008 Cuma

Komik!...

Bazen…Yok yok çoğu zaman,bu ülkede…Ya da sıklıkla,hemen hemen hergün okuduğunuz bir yazıdan,seyrettiğiniz haberlerden;ne bileyim, herhangi bir faturanızı yatırırken,ya da bir çay bahçesinde yan masanızda konuşulanlardan…aslında her şeyden bunaldığınız;hem böyle farklı bir ülkede doğmuş olmaktan garip bir hüzünle karışık,mazoşistçe bir mutluluk duyarak,başka bir ülkede yaşasaydınız rahatlıktan da sıkılacağınızı düşünüp,kendinizi avuttuğunuz;hem de bu ülkede doğmuş olmanın hezimeti altında ezildiğiniz oluyor mu?

Bende bu çok fazla oluyor…Ya da keyif almak,mutluluğun tanımını yazı yazmakta bulduğunuz halde,yazı yazmanın bile zul haline getirildiğini;net denen ortamda yazı yazdığınız için bilmem kaç tane güzel insanla dostluk kurduğunuz gibi,bilmem kaç tane kompleksli insana karşı savunma durumuna geçtiğinizi gözünüzün önünden geçirince hayretler içinde kaldığınız oluyor mu?Böyle büzülmüş bir halde kendinizi saçma salak savunmalar yaparken bulduğunuz oluyor mu sizinde?

Hiçbir çıkarınız yok oysa…Nette yazı yazarak para kazanmıyorsunuz…Burası vahşi kapitalizmin yaşandığı bir iş yeri de değil…Yani yükselmek için birilerinin sırtına basarak,birilerini ezip geçmeniz filan gerekmiyor.Birilerini gammazlamanız,ispiyonlamanız,saçma sapan,incir çekirdeğini doldurmayan psişik sebeplerle birileriyle didişmeniz de gerekmiyor…Sadece kendi halinizde yazı yazıyorsunuz...Böyle mutlu olduğunuz için…Kiminin mutluluk sebebi 1.500.YTL’lik bir çanta olabiliyorken,kiminin mutluluk anlayışı bir gecede ,bir apartman görevlisinin maaşından fazla parayı su gibi içki ve eğlenceye akıtmakken,sizin mutluluk anlayışınız yazı yazmak üzerine kurulu…Sorununuz teker teker kişiler değil;sistem,hayat…Burada,bu net denen ortamda sadece yazıyorsunuz…Gönülden…Mutluluk bu…Beklenti yok,çıkar,menfaat vs…Hiçbir şey yok…Sadece yazıyorsunuz…

Ama birileri,burda bile,bu düşüncede olsanız bile,geliyor sizinle sürekli bir didişme haline giriyor…Bir cümlenizden ötürü sizden nefret ediyor…Önyargılara kapılıyor…Sizi etiketliyor,hakkınızda inanılmaz hükümler veriyor…Bölüyor,çıkarıyor,topluyor…Yargılıyor…Oysa sizi hiç görmemiş…Mimiklerinizi,gülümsemenizi,ona sıcak bir çay söylemenizi paylaşmamış…Ama size düşman oluyor…Olabiliyor…Hiç tanımadığı biri için,kendince fikirler geliştirip,kar topu gibi kötü fikirleri toplayıp,biriktiriyor…

Ya da kimisi de sizin hakkınızda böyle tonlarca olumsuz fikirlerle birikmişken,başka bir yazınızdan veya sizinle herhangi bir iletişim sonucu,yine sizi hiç görmeden ,fikrini değiştirip,bu sefer de dostunuz olmaya karar veriyor…Dikkatinizi çekerim;önce nefret,sonra yanlış anladığını,hata ettiğini anlama,sonra dost olma…Tüm bunlar yine karşısındakini hiç görmeden oluşan şeyler…

Aslında ne kadar komik şeyler yaşandığının farkında mısınız?

Bu ülkenin en önemli sorunlarından birinin,bu gelişmemişliğinin sebeplerinden birinin de ‘’önyargı’’ denen şey olduğunun farkında mısınız?Üstelik de bu yıkılması güç,saçma kanılara ulaşan kişilerin eğitim,öğretim durumlarıyla bunun hiç alakalı olmadığını;isterse master üstüne master yapmış olsun,önyargılarla dolu,gelişmeye sürekli ket vuran beyinlerle dolu bir ülkede yaşadığımızın farkında mısınız?

Çok geri bir eğitim sistemine sahip olduğumuzu ve isterse özelin en özeli okulda okunsa bile,en harika fakülteler bitirilse bile hala hiç tanımadığımız insanları ne şekilde yargılayan beyin yapılarıyla karşılaştığımızı görebiliyor musunuz?

İnsan hakları,özgürlükler,eşitlik,adalet diyen dillerin,hiç ama hiç tanımadığı insanları çok küçük verilerle ne biçim yargıladığını bu ülkede ne kadar çok gözlemlediğinizin farkında mısınız?

Ha beni yanlış anlamayın sakın!Ben bazıları gibi ‘’hepimiz pisliğiz’’ yazısı yazmıyorum…Hepimiz pislik değiliz…Pek çoğumuz,çocuklar ölürken,kulaklarımızı tıkayıp golf oynamayız;pek çoğumuz birilerinin evi yakılırken,’’kimse bizim evimizi yakmıyor,bana ne?’’ demeyecek kadar başkalarının acılarını içselleştirebiliyoruz…’’Hiç birimiz masum değiliz’’ yazısı da değil bu…Çünkü ben,pek çoğumuzun,masum olduğunu düşünüyorum…Sürekli kendimizi suçlayarak,sistemi sorgulamaktan uzaklaştırılan insanlar haline getirilmeye çalışılmasına karşı durulmasından yanayım…Çünkü pek çoğumuz,hem de pek çoğumuz,kimseye işkence yapıp da dışkı yedirmeyiz…Ya da köylüleri alıp götürüp,uçaktan atıp,beynini kurşunlayıp,dere kenarlarında infaz etmeyiz…

Bu vahşeti,bu utancı,bu insanlık suçlarını,’’biz şöyle geriyiz,böyle aptalız;hiçbirimiz masum değiliz;hepimiz pisliğiz’’ diyerek ne ben ne de pek çok kişi üstlenemez…Üstlenmemeli.İnsanları eleştirirken,sistemin insanları bu hale getirdiğini,güvensizleştirdiğini,kendine yabancılaştırdığını;sosyal adaletsizliğin insanları birbirine düşmanlaştırdığını,insanlar arasında uçurumlarla dolu gelir adaletsizliğinin varlığını gözardı etmemeliyiz.Bence farkında olmadan bütün suçları,günahları,kiri pası ''biz'' diye cümleler kuranların yazılarından etkilenerek yükleniyoruz.Çoğu zaman bu şekilde yazılar yazanların bir ‘’pislik’’ olduğunu,hiç de ‘’masum olmadığını’’ düşünüyorum…

Beni bu ülkede boğan şeylerin başında gittiğim,bulunduğum,yer aldığım her ortamda karşıma dikilen o bildik ,yıkılması,parçalanması zor duvar;Önyargı…Yargılar...İlla olumsuz yargılar biriktirmesi gereken bir kumbara gibi çoğu insan...O kumbaradan dökülen duygular size çok kötü geri dönebiliyor...

Kendi kendine söylenerek sığındığın iç seslerinle dolu yazılar yazarken,hiçbir menfaat gütmediğin bu net denen yerde bile,nasıl oluyor da gelip buluyor seni egolar?Önyargılar?Olumsuz yargılar?

Şaşırdığım bu…

Bir arkadaşıma sordum bu soruyu ,‘’popülerlik savaşı yapılıyor’’ dedi…

Gerçekten böyle mi acaba?
Neye popülerlik?Kime popülerlik?Bu neyin yarışı?

Komik!

3 yorum:

  1. yazıların üzerine yorum yazamamayı seviyorum :-)

    YanıtlaSil
  2. uzun ömürlü pil yalanı karanlıkta bırakır insanı

    elif lam mim

    biliyor musun bu bloklar soytarılarla dolu. erkek blokcularda oran dahada yüksek

    YanıtlaSil
  3. ilk paragraf kesinlikle ben:)çok uzağa gitmeden yinede bi an önce kaşta yaşayayım yeter:)yine çok anlamlı bir yazı ,kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil