

İnsanın yazı yazmak için kendince bir sürü sebebi olabilir. Yalnızlık, yalnızlığını paylaşmak, duygusal ve düşünsel bağ kurmak için yazmak, kendiyle ve hayatla ilgili notlar tutmak, gözlemlerini yazmak , ben de varım demek , sistemi, sistemdeki yozlaşmayı eleştirmek ve bunun gibi bir sürü sebep...
Fakat benim anlayamadığım bir durum var, o da şu ; yazarken insan aşağılamak... Hani eleştirebilirsin, irdeleyebilirsin, bazı davranış kalıplarını ironi yaparak eleştirel mahiyette anlatabilirsin. Ama bu aşağılamak da neyin nesi ?
'' Aşağılamak'' fiili yazıda nasıl gerçekleştiriliyor ? Örnek vermek gerekirse şöyle;
İlk önce bir adet saf ve cahil görülen bir insan , bir nevi kurban seçiliyor. Otobüste yanına oturan herhangi bir insan ya da evine gelen yurtta kalan öğrenci kız ya da bir fincan kahve isteyen kapı komşusu.
Şimdi bu kişilerin gülünç olabilecek bir takım hal ve hareketlerini esprili bir dille anlatmak başka, sanki sen onlardan çok üstün bir zekaya sahipmişsin gibi alay ederek ezmek, aşağılamak başka. Yurt öğrencisi bir kız evine kalmaya geldiğinde , ona iğrenç mi iğrenç davranıp, onunla kafa bulup , neredeyse bir daha evine gelmemesini sağladığını anlatmanın neresi komik ? Bu yapılanları okuduğum zaman, yazanın ne kadar kötü kalpli ve terbiyesiz biri olduğunu düşünüyorum. Bunu yazan kişi benim gözümde üstün zekaya sahip, hazır cevap biri filan olmuyor . Aklıma bir anda Chucky bebek geliyor.
Otobüste yanına oturan birinden rahatsız olduğu halde , otobüs yolculuğu boyunca onunla muhabbet edip, telefonlarını alacak kadar kankalaştığını , ama '' o salağın'' daha sonra onu salak gibi aradığını , telefonlarını açmayıp da ona bir yerlerinle güldüğünü yazmanın neresi komik? Şimdi bunu okuyunca , yazanın ne kadar ikiyüzlü, oportünist, karakter bozukluğu olan biri olduğunu düşünüyorum. Ve yine hayalimde Chucky bebeğin görüntüsü canlanıveriyor.
Niye mi Chucky? Filmin repliğinden olsa gerek ; Chuckycik , '' merhaba benim adım Chucky. Senin en iyi arkadaşın olabilir miyim?" diye insanlara yaklaşır, sonra " Orospuu çocuğu seni öldürecemmm ! '' deyip saldırırdı. Aynı bu hesap işte.
Yani insanlarla alay etmenin, insanları tabiri caizse '' donunda salladığını '' yazmanın , okurun gözünde yazanı yücelteceğini, '' ayy valla o kadar üstün zeka ki nerde bir saftirik var, nerde bir insan var donunda sallıyor '' diye düşünüleceğini mi sanıyor acaba?
Valla ben hiç öyle düşünmediğim gibi bu tarz yazılar okuduğumda , yazanı çok itici buluyorum.
Ya da poposunu koltuğa yaydığı rahat mı rahat yerden onu, bunu, şunu asıp , kesenler var. İnsanlara bağırıyor yazısında. Siz diyor , siz var ya herşeye müstehaksınız ! Siz koyunsunuz ! Siz aptalsınız filan diye yazıp yine bir şekilde insanları aşağılıyor. Bunu yaparken de kendini yüceltiyor. Bir nevi tatmin. Bir nevi de değil, bayağı bayağı tatmin. Bu tarz yazıyla bağırmaların neticesinde biz okuyanlar şöyle mi anlıyoruz sanıyor acaba ? '' Evet , evet biz koyunuz, aptalız, salağız, bize herşey müstehak. Allah bizim bin türlü belamızı versin ! Bu bize bağıran da var ya çok üstün bir kişi yavv ! ''
Böyle mi sanıyor acaba?
Oysa ki ben şahsen bu tür bağıran yazıları okuyunca , böyle bir insanın her açıdan temelsiz olduğunu, sekter yapıda olduğunu görüp, böyle birinin ne için ve kim için yazı yazdığını sorguluyorum.
Peki ne yapmaya çalışıyor bu şekil yazarak ? Noluyor? İnsanları, halkı, ezilenleri, zavallıları, düşkünleri horlayınca ne oluyor?
Horlayan güçlüden , horlayanın ne farkı kalıyor ?
Çözümün ne? Ya da sorunlara çözüm bulmak gibi bir derdin var mı ki zaten senin? Böyle bir kaygın olsa önüne gelene saldırır, Chucky'lik yapar, yaptığın Chucky'likleri de sanki bir matahmış , bir üstünlükmüş gibi ballandıra ballandıra anlatır mısın?
Anladık, senden başka herkes aptal. Bunun için mi yazıyorsun sen ?
Ne kadar budalaca bir şey bu !
Bu tarz alaycı yazıları okuyunca oldukça büyük burnuyla alay edilen Cyrano de Bergerac'ın alaycı yaklaşımlara verdiği oldukça zeki yanıtı anlatan şu replik geliyor aklıma hep ;
Soylulardan kendini beğenmiş bir soylu olan Valvert, Cyrano'yu küçük düşürmek ister. Ama ne becerikli biridir ne de kültürlü. Cyrano'yu küçük düşürmek için aklına gelen tek söz ,"Sizin burnunuz çok büyük" tür.
Valvert - Siz! Sizin burnunuz... burnunuz...çok büyük. Çok.
Cyrano de Bergerac - Hepsi bu mu?
Valvert - Evet.
Cyrano De Bergerac - Bu kadarı az delikanlı.Halbuki neler neler bulunmaz söyleyecek. Asıl iş edada. Mesela,
Hoyratça: Burnum böyle olsaydı, mösyö, mutlaka dibinden kestirirdim.
Dostça: Yana yatmaz mı,senden evvel davranıp kadehine batmaz mı?
Tarifle: Burun değil bir kere, coğrafyada böylesine dağ denir. Dağ değil bir yarımada.
Meraklı: Acaba neye yarar bu alet? Makas kutusu mudur, divit midir izah et?
Zarifane: Kuşları sevdiğiniz besbelli! Yorulmasınlar diye yavrucaklar, temelli bir tünek kurmuşsunuz.
Pür neşe: Birader, şu koskocaman burnunla tütün içince komşu "yangın var" demiyor mu? Uyarıcı: Aman yavrum, bu ağırlıkla yere düşmenden korkuyorum.
Müşfik: Yaptırın ona küçücük bir şemsiye yazın fazla güneşten rengi solmasın diye!
Alimane: Aristophanesin hippocampelephantocamelos dediği hayvanın burnu böyle değilmiş derler.
Hazin: Bir de kanarsa olur Kızıldeniz, ne bela!
Hayran: Lavantacıya ne mükemmel tabela!
Lirik: Bu bir mühre boncuğu,siz de bir Triton musunuz?
Safiyane: Bu abide hangi günler gezilir?
Askeri: Süvarilere nişan alın!
Sivri akıllı: Onu piyangoya koymaz mısınız? Kesinlikle bu büyük bir ödül olurdu.
Ve hıçkıra hıçkıra nihayet, Pyriame gibi: Böyle berbat edip de yüzünü sahibinin şimdi de utancından kızarıyor, bak hain..
..........
İnsanı aşağılayan yazıları okurken içimden başka neler geçiyor ;
Acaba bu yazıyı yazan Tanrı Zeus çok mu kısa boylu ? Safhını seçmeden, safhını bilmeden, birilerini kendinden aşağıda görerek , otobüste yanına oturan kişiyi ; evine gelen , ailesinden uzak üniversite öğrencisini ; sistemin zalim mi zalim yokediciliği karşısında sinmiş ve susmak zorunda kalmış, kaybedecek pek çok şeyi olan milyonlarca ezilmişi , salt kendini yüceltmek için aşağılayan yazılar yazarak boyunun uzadığını mı sanıyor acaba?
O gün canı yazı yazmak istemiş, içi sıkılmış, içinde her zamanki çağdaş bulanımı, bulantısı var . Naapsa, naapsa? Geçti her halde klavyenin başına , harala hurala ,oturduğu yerden dötünü kaşıya kaşıya , kıs kıs gülerek, dünyanın dötüne parmak attığını sanarak, anlık, dengesiz hezeyanlarıyla, o an canı çekti, siniri kalktı diye harala hurala yazmaya başladı. Şaka da şuka da şaka da şuka da... Fakat belli bir temel olmayınca napar insan ? Karşısına sistemi alacağına ,zavallıları alır. Bilmez ki sistemin yozlaştırdığı bir insan modeli , bir idiot haline gelip de ezilmişleri, düşkünleri, zavallıları aşağılayarak ne aydın olunur, ne devrimci, ne de insan .Şaka da şuka da şaka da şuka da...Çıka çıka şu çıkar ; '' ay gerizekaaa, kalkmış bana yamuk yapıyoo... Sen kimsin kızım,dedıım, ben var ya seni donumda sallarım dedıım...Hııh! '' Aha, netice itibariyle sayfalarca yazdığı şeylerin bütün bir özeti aslında sadece bu cümleden bundan ibaret.
Şimdi ben ,
'' kendini solcu zanneden bir faşist ; sisteme kızdığını söyleyen ama insanı aşağılayarak kendine ve sisteme hizmet eden yardakçı ; sisteme nefes aldırmaya yarayan afırayıp, tafıramalarınla sadece gaz alan sistem hizmetkarı ; belki de tüm bunların farkında bile olmayan bir budala , yozlaşmış bir insan haline gelmemek lazım, Kazım ! '' diye yazacam ama bu tip yazılar yazan bana dese dese en fazla
'' zırtt erenköy ! '' diyebilecek.
Tıpkı kedinin kuyruğuna teneke bağlayarak doyuma ulaşan bir bilinç düzeyi gibi, yazılarında zavallılarla alay etmeyi büyüklük , meziyet sanan bir bilinç seviyesine sahip olmak, insanı '' zırt erenköy'' den başka yere götüremez çünkü.
Ama işte bu sanal kahramanlarımız, afırayıp, tafırayıp, asıp kesip, aşağılayıp,maytap geçip, her bi şeylere bi yerleriyle gülmeyi tarz yapmış olsalar da sadece birer rumuzun arkasına sığınmış ve rumuzdan ibaret idiot kahramanlar olarak , o yazdıkları idiotluklarının belgesi yazılarla yarattıkları etki şudur ; Kahramanım benim be / breh breh / rumuz kahraman / ne kadar aşağılarsa o kadar bayağılaşan.
Dip not: Yukarıdaki büyük resimdeki parmak işareti dilsiz alfabesinde '' boş konuşmak '' anlamına geliyormuş.


